Gemiler batar insanlar ölür
Ben ölümlü aşklar ülkesinin gezgin ozanı
Şarkılar çalarım kitaramla
ölümsüz aşklar dilenirim
İlenirim Afrodit’e, İnanna’ya, Hathor’a, Freya’ya
Şiirler söylerim
Ah ederim Zeus’a, Enlil’e, Ra’ya, Odin’e
Ben ölümlü aşklar ülkesinin gezgin ozanı
Promete gibi çalsam ölümsüz aşkı tanrılardan
Sonra boğsunlar beni Styx nehrinde
Kerberos yesin etimi
Atlas’ın yerine sırtlanayım Dünya’yı
Sisifos’u bağışlasınlar
Ben çıkarayım kayayı Olimpos’a
Ben
Ölümlü aşklar ülkesinin gezgin ozanı
05/05
’25 Edremit
Belki...
Bütün çalar saatler sustuğunda
Ve bütün rüzgarlar kesilip
bütün yelkenler indiğinde
Ve bütün denizler sütliman olup
bütün akıntıları durduğunda
okyanusların
Ve vazgeçtiğinde
yüreğindeki
vahşi atlar
yelelerini
savurarak koşmaktan
İşte o zaman
Tam da o zaman
O gün
O saat
O dakika
Bir nehir ağzında denize
Kavuşan topraklar gibi
Gideceğim senden
Sessiz sedasız
Hoşçakalsız, vedasız
Sarılmadan, el sallamadan,
gözyaşı dökmeden
Arkama bakmadan, ardımdan bakan olmadan
Çıkınımda tuz ve ekmek
Yalınayak, başıkabak
Kalbim elimde, elim cebimde
Yakamda bir unutmabeni
Dilimde bir türküyle
Çamurun dibe çökmesi gibi
tane tane
ve birikerek kendi üstüme
gideceğim
İşte o zaman
Tam da o zaman
O gün
O saat
O dakika…
Bir iğne oyası gibi işlenmişti yalan
ince ince, incelikle, titizlikle
Ve öylesine gerçekti ki yalan
nerede başlıyor, nerede bitiyor
Yalancı bile bilmiyor
11/12
'24
