6 Ağustos 2013 Salı

Ergene-Kondu



Çok güzel, çok coşkulu bir hafta sonu geçirdik. Gençlik Muhalefeti bu yıl ki yaz kampını, GÜMÇED’in çağrısı ve katkısıyla Zeytinli kamp ve piknik alanında yapmıştı. Hafta boyunca yaşları 17 ile 26 arasında değişen pırıl pırıl, her biri enerji ve zeka küpü gençlerle birlikteydik. 
Kamp boyunca forumlar, sunumlar, paneller yaptılar. Resim, müzik, tiyatro atölyelerinde çalıştılar, beraber müzik dinleyip, filmler izlediler. Aralarında Brezilya'dan dayanışma için gelen Juntos hareketi temsilcisi Thiago Aguiar da vardı. Brezilya’da yaşananları paylaştı ve buradaki doğa direnişine desteklerini sundu.
Cumartesi günü “Doğa İçin Direniş” yürüyüş ve mitingini birlikte yaptık. Yürüyüş ve mitingin ardından sözcüklerle anlatılamayacak kadar coşkulu bir konser gerçekleştirildi. Özellikle Bandista sahneye çıkıp da şarkılarını söylemeye başladığında, konser alanında oturan, dans etmeyen tek kişi bile yoktu. Miting ve konser sona erdikten sonra gençlerin bıraktığı alan, mitingin başladığı andan daha temizdi. İmece yöntemiyle tertemiz bir alan bıraktılar.
Pazar günü kampın son günüydü ve son gün olmasına karşın gençlerin coşkusunda azalma yoktu. Kurdukları düzen saat gibi tıkır tıkır işledi. Son ana kadar gençler yaptıkları işin ciddiyetini ve coşkusunu korudular.
Şimdi o gençlerden ikisi ile GÜMÇED yöneticilerinden birine, 2911 sayılı yasaya muhalefet etmekten ve başbakana hakaretten soruşturma açılmış.
Hafta sonunun güzelliği ve coşkusunu üzerimizden atamadan İstanbul Özel Yetkili Mahkemesi Türk tarihinin en büyük hukuk katliamlarından birine imza attı. Ergenekon Davasında kararı açıkladı. Yirmidört yıldır hukuk camiasının içindeyim. Ergenekon Davasını da büyük bir ilgiyle izledim. Yapılan tarihi ve hukuksal yanlışlıkları gördüm ve dehşete kapıldım. Bu kararları veren yargıçlar, bu kararları hukuk fakültesi sınav sorularına yanıt olarak verseler Ceza Genel Hukuku, Ceza özel Hukuku, Ceza Usul Hukuku, Hukuk Felsefesi hatta Hukuk Başlangıcı derslerinin tamamından sene tekrar etmek zorunda kalırlar, ağızlarıyla kuş tutsalar fakülteden mezun olamazlardı.
Öncelikle bir konuyu açıklığa kavuşturmak istiyorum ki yanlış anlaşılmasın. Yargılananların hepsi masum demiyorum. Ergenekon adı verilen gizli, paramiliter bir örgüt yok demiyorum. Türkiye’de Gladio yok demiyorum. Yargılananların içinde Türk Gladiosu Ergenekon’a mensup kimse yok demiyorum. Elbette var ama yargılanan gerçek Ergenekon değil.
NATO üyesi ülkelerin tamamında kurulan ve olası Varşova Paktı-NATO savaşlarında, sosyalist ülkeler tarafından gerçekleştirilebilecek işgallere karşı halkı örgütlemek ve direniş organizasyonunu sağlamak gibi masumane(!) bir amacın arkasına gizlendi bu paramiliter örgütler. Asıl amaç ve görevlerinin neler olduğuysa uygulamada ortaya çıkacaktı: Terör, sözcüğün gerçek anlamıyla terör. Örgütün İtalya'daki adı Gladio (Kılıç) idi. Yunanistan'da B-8 ya da Sheep Skin (Koyun Postu), Belçika'da SDRA-8, Hollanda'da NATO Command, Batı Almanya'da Gehlen Harekatı, Stay Behind ya da Sword, Avusturya'da Schwert, Fransa'da Rüzgar Gülü, İspanya'da Anti-Terör Kurtarma Grubu (GAL), İngiltere'de ise Secret British Network olarak bilindiği bu ülkelerin yetkililerince açıklandı. Örgüt, Türkiye'de resmi yapı içerisinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı olmakla birlikte Ergenekon olarak biliniyor.
Soruşturmanın ve davanın temelinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümetini devirmeye teşebbüs etme savı var. Davanın açıldığı ülkemiz de dahil olmak üzere Dünyanın hiçbir yerinde hükümeti devirmeye teşebbüs etmek suç değildir. Muhalefetin amacı budur zaten: Hükümeti devirmek ve iktidar olabilmek. Soruşturmayı hukuka uygun duruma getirebilmek bir kılıf bulunmasına bağlıydı ve bulundu: Ergenekon (bir) Terör Örgütü(dür).
Bir gecekonduda bulunan ve Cumhuriyet gazetesine düzenlenen saldırıda kullanılanlarla aynı seriden olduğu belirlenen el bombaları ile başlayan soruşturma, saldırıya uğrayanın saldıran olduğu bir aşureye dönüştürüldü. İş o kadar karıştı ki aşure tanımlaması bile yetersiz kalmaktadır. Aşure farklı yiyeceklerin karıştırılması ve birlikte pişirilmesiyle yapılan bir yemektir. Fakat bu karışıklık içinde bile örneğin kuru üzümle sarımsak bir arada bulunmaz. Bu işin yalnızca bir yönü…
Ergenekon ile ilgili savları tek tek burada incelemeyeceğiz ancak bir örneği soruşturmanın ciddiyeti konusunda bir fikir vermesi için buraya alıyoruz. Suçlamaya göre Ergenekon PKK, DHKP/C, Hizbullah, TİT (Türk İntikam Tugayı), MLKP, Hizbuttahrir örgütlerini denetliyor ve yönetiyor. Sayılan tüm örgütlerin (TİT dışında) hatırı sayılır miktarda silahlı militanı vardır. Merkezi bir karar mekanizması olsa ve bu mekanizma gerçekten etkili olsa istikrarsızlık ve darbe ortamı yaratmak için yıllarca çabalamalarına gerek kalmazdı. Bu kadar militan ülkeyi birkaç gün içinde kan gölüne çevirirdi.
Soruşturma genişletilmeye ve bu arada sulandırılmaya başlandı. O kadar ki ÇYDD’den burs alan 15 bin öğrenci araştırıldı, terör(!) örgütleri ile ilgileri olup olmadığı soruşturuldu. Hazırlık soruşturması sırasında gizli kalması gereken kanıtlar belirsiz ellerce medyaya –basın sözcüğünün suyu çıktı- servis edildi. Ulaşılması çok katı kurallara bağlanmış telefon görüşmeleri çözümlemeleri her televizyon ve gazetede yayımlandı. Toplumda önyargı yaratıp kamuoyu önünde mahkum etme amacı güdüldüğü çok açık.
Sanıkların bir kısmı kendilerine karşı suç işlemekle itham edilirken, kendisine saldıranla birlikte yargılanıyorlar. Tam onyedi dava dosyası birleştirildi. Siyasi iktidar paramiliter tipi bir örgütü çökertme savını, var olan ve olabilecek karşıt görüştekileri yok etmek için kullanmaktadır korkusu gerçek olmuştur. Halkın gözünde bu gerici dalgayı engelleyebilecek en güvenilir kurumu yıpratmaya yönelik bir dizi çalışma bu korkuyu güçlendirmektedir. Önce emekli olanlardan başlandı, sonra sıra görevdekilere geldi. Giderek alt kademeye inerek TSK’yi güçsüzleştirme, etkisizleştirme çalışmalarını sürdürdüler. MİT ve Emniyete ağır silah alma yetkisi de gündeme gelince, iktidarın TSK’yi gözden çıkardığı, kendi vurucu gücünü kurma yolunda emin adımlarla ilerlediği ve olası bir siyasi darbeye karşı duracak güçleri sindirmek için kendi güçlerini oluşturduğu düşünülmeye başladı.
Bu yazı burada bitmez.
Sevgiyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder