Büyük
Usta konuştu ben acaba dedim. Bize hukuk fakültesinde öğretilenler yanlış
olabilir mi? Ya da Medeni Yasada benim bilmediğim bir değişiklik mi oldu? Önce
değerli hocam Prof. Dr. Ejder Yılmaz’ın Hukuk Sözlüğünü açtım. Rüşt ve
reşit
sözcüklerinin anlamını anımsayayım dedim.
Sonra
Medeni Yasayı açtım ve hak ve fiil ehliyetini düzenleyen maddeleri okudum. Gördüm
ki ne ben sözcüklerin anlamlarını yanlış anımsıyorum ne de hak ve fiil ehliyeti
konusunda bilmediğim bir değişiklik var.
Ardından
sözleşme özgürlüğü, konut dokunulmazlığı konularını yeniden gözden geçirdim. Hala
aynı… Hazır başlamışken Anayasanın 2. Maddesinde belirtilen demokratik,
laik ve sosyal hukuk devleti kavramlarını yeniden gözden geçirdim.
Kısaca bu vesile ile –bunu Büyük Ustadan çok sık duyuyorum, kulağa da hoş
geliyor- Anayasa Hukuku, Medeni Hukuk, Borçlar Hukuku, Ceza Hukuku, İdare
Hukuku konularına kapsamlı bir şekilde göz atmış, bilgilerimi tazelemiş oldum.
Kendisine teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
Yasalarda
hiçbir değişiklik yok.
Devletin
evime, özel yaşamıma karışma hakkı yok.
Başbakan
sıfatını taşıyan kamu görevlilerinin halkın dini duygularını istismar ederek
ayrımcılık yapma hakkı yok.
Peki,
ben bir avukat, bir köşe yazarı, halktan biri olarak bunu biliyorum da Büyük
Usta bilmiyor mu? Elbette biliyor, hem de –burada vurgulamak için halk arasında
çift ş ile telaffuz edilen bir sözcük var ama kullanmak sakınca arz edebilir
siz öyle okuyun- gibi biliyor ama Büyük Usta imam ile cemaat arasındaki
ilişkiyi de biliyor.
İmam
gaz çıkarırsa cemaatin def’i hacet eyleyeceğini de biliyor.
Ayrıca
Usta’nın başka hesapları da var. Oy peşinde. Seçimler yaklaşıyor. Bir takım
hassasiyetleri kaşıyıp ayrışma ve kamplaşma yaratarak oyunu arttırma peşinde.
Hacı
olmuş bayan milletvekillerinin sıkma başla meclise girmesi istediği etkiyi
yaratmadı. Kavga çıkmadı. Bir yerlerden hıncını çıkarması gerekiyor.
Hedef
saptırması gerekiyor. Birileri Büyük Usta’nın attığı yemle oyalanırken o başka
konuları yönetecek. Örneğin kıdem tazminatını budayacak. Örneğin güvenlik
nedeniyle yargılamaların yapıldığı kentleri değiştirecek. Örneğin o halkına
gavat diyen valisine sahip çıkacak. Örneğin o oğluna 6. gemiciği alacak.
Örneğin o Barzani ile buluşacak.
Pilav
yapmak zor iştir. Pirincin türü önemlidir. Ne kadar su kaldıracağını bilmek ve
suyunu ona göre vermek gerekir.
Büyük Usta hangi tür pirinç
kullanıyor bilemiyorum ama pişirmeye kalktığı pilavlar çok ama çok su
kaldırıyor. Kızlı erkekli aynı evde kalıyorlar diye bir laf attı ortaya topa
girmeyen kalmadı.
Kiminle konuşsam benzer şeyler duyuyorum. Kimse onaylamıyor. Ama aynı anda onaylamayanların kahir ekseriyeti (Büyük Ustadan duydum, ezici çoğunluk anlamına geliyormuş) “bizim toplum yapımıza zaten uygun değil”, “öyle ev sayısı yüzü geçmez”, “canım zaten öyle evler yok başbakan iş olsun diye konuşuyor”, “ben de karşıyım ama bu evlere baskın yapılabileceği anlamına gelmiyor”, “sen önce yurt sorununu çöz de bu duruma düşen öğrencileri kurtar, ondan sonra konuş” diyor. İşin en acı tarafı “halka bunu anlatamazsınız, sahip çıkarsanız sizi reddedebilir” diyenlerin Atatürk’ün izinde yürüdüklerini söylemesi.
Ben karşıyım arkadaş. Ben bir başbakanın hele hele yasal olarak reşit olmuş insanların özel yaşamına karışmasına karşıyım. Nedir derdiniz?
Kiminle konuşsam benzer şeyler duyuyorum. Kimse onaylamıyor. Ama aynı anda onaylamayanların kahir ekseriyeti (Büyük Ustadan duydum, ezici çoğunluk anlamına geliyormuş) “bizim toplum yapımıza zaten uygun değil”, “öyle ev sayısı yüzü geçmez”, “canım zaten öyle evler yok başbakan iş olsun diye konuşuyor”, “ben de karşıyım ama bu evlere baskın yapılabileceği anlamına gelmiyor”, “sen önce yurt sorununu çöz de bu duruma düşen öğrencileri kurtar, ondan sonra konuş” diyor. İşin en acı tarafı “halka bunu anlatamazsınız, sahip çıkarsanız sizi reddedebilir” diyenlerin Atatürk’ün izinde yürüdüklerini söylemesi.
Ben karşıyım arkadaş. Ben bir başbakanın hele hele yasal olarak reşit olmuş insanların özel yaşamına karışmasına karşıyım. Nedir derdiniz?
Siz herkesi sizin gibi aklı
uçkurunda mı sanıyorsunuz, bu bir.
Aynı evde kalan kızla erkek sevgili
olsa bu sizi ne kadar ve neden ilgilendiriyor, bu ikinci sorum.
Adaletiyle övündüğünüz Hz. Ömer’in gizlice bir evi gözetlediği için din büyüklerinden azar işittiğini bilmiyor musunuz, bu üçüncü sorum.
Adaletiyle övündüğünüz Hz. Ömer’in gizlice bir evi gözetlediği için din büyüklerinden azar işittiğini bilmiyor musunuz, bu üçüncü sorum.
Bu üç soru Büyük Usta ve avenesine…
Dördüncü sorum da Atatürkçülere:
Atatürk de halka anlatamayız bizi reddederler diyerek halifeliği kaldırmaktan
imtina etmişti değil mi? Halkta hassasiyet yaratır diye sarığı, şalvarı,
poturu, çarşafı kaldırmaktan, kılık kıyafet devrimi yapmaktan vazgeçmişti değil
mi?
Sığ sularda sandal idare etmek
kolaydır. Kolaysa okyanusa açılın. Kolaysa Arhavili İsmail gibi Karadeniz’in
hırçın sularında canınız pahasına mitralyözü koruyun.
Hadi Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye
Destanını ve Arhavili İsmail’in öyküsünü okumadınız, Bursa Nutku’nu da mı
okumadınız?
Okuyun, okumak yasaklanmadan.
Sevgiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder