24 Haziran 2013 Pazartesi

HOMO SUM; HUMANI NIHIL A ME ALIENUM PUTO



Başlıkta gene Latince bir söz var. Milattan iki yüzyıl önce yaşamış Romalı bir yazar söylemiş bu lafı. Anlamı Ben bir İnsanım ve İnsana Dair Hiçbir Şey Bana Yabancı Değildir. Gerçekten öyle mi? Gerçekten insana dair hiçbir şey bize yabancı değil mi? Öyleyse neden küçük çocuklara, yaşlı insanlara biber gazı sıkıldığında, gencecik kızlar saçlarından tutulup yerlerde sürüklendiğinde, gencecik delikanlılar polis kurşunuyla öldürüldüğünde isyan ediyorum? Neden ayağa fırlayıp bunları yapanlar insan olamaz diye haykırıyorum?
Aslında bunları yapanlar insandan başka bir şey olamaz. Bunu da çok iyi biliyorum.
Hangi hayvan yapar insanın insana yaptığını? Hangi hayvan sırf kendisinden değil diye başka bir hayvana işkence yapar? Hangi hayvan salt kendisi gibi yaşamıyor diye başka bir hayvanın yavrularını basınçlı suyla ıslattırıp, dövdürür? Yandaşlarımı kovuklarında zor tutuyorum diyen bir tavşan gördünüz mü? Ya da sen neden siyah değilsin diye kargaları martılara saldırtan bir akbaba? Bütün bunları kendi türüne yapan tek canlı insandır.
İnsanın ve insanlığın pek çok tanımı yapılmıştır. Her bilim kendi bakışıyla tanımlar insanı. Biyolojiye göre insan konuşan hayvandır. Sosyoloji insan toplumsal hayvandır der. Felsefecilerin bir kısmı insan düşünen hayvandır derken bir kısmı gülen hayvandır şeklinde tanımlar. Oysa papağanlar, muhabbet kuşları hatta kargalar konuşabilir. Düşünmeyi çözüm üretmek olarak algılayan felsefeciler ulaşamadıkları karınca yuvasına çöp sokup üstüne yapışan karıncaları dışarı çeken ve yiyen maymun türlerini görmediler mi? Yunuslar hep gülümsemez mi? Karıncalar, arılar son derece düzenli bir işbölümü ve organizasyonla topluluk halinde yaşamaz mı? Bilim dallarının kendilerine göre yaptıkları tanımların hiçbiri insanı kesin ve ayırıcı olarak tanımlamıyor demek ki. Peki, o zaman insan nedir? Gerçekten hangi özelliğiyle ayrılır hayvanlardan? Bence bu sorunun tek yanıtı var: İnsan kan güden hayvandır.
Hayvanların dünyasında kan davası yoktur. Hayvanlar kavga eder, bir taraf yenilir, savaş alanını terk eder ve sorun çözülür. Ne kazanan taraf kaybedeni kovalayıp yok etmeye çalışır ne de kaybedenler hile ve tuzakla yeni bir savaşı kazanmak için plan yapar. Ya da kavgada kendisini yenen tarafın ailesinden intikam almaz. Hakça bir kavgada yenilmiştir, sorun çözülmüştür.
İnsan ne yapar? Yıllarca planlar kurar. Yalanlar söyler. Hile yapar. İftira atar. İntikam almak için seksen hatta yüz yıl bekleyenleri bile vardır. Kavga dedelerinden babalarına, babalarından da kendilerine miras kalmıştır. Hakça olmayan, güçlünün yanında yer aldıkları bir savaşta daha zayıf olanlar tarafından yenilmeyi hazmedemez. Yenilgiyi kabul etmiş gibi görünür. Kazanana uyduğunu gösterir. Ama her fırsatta çevresindekiler başta olmak üzere yalan söyler, iftira atar kazanana. Hakça bir kavgada asla galip gelemeyeceğini bilir ve yıllarca altını oyar. Sonra bir gün intikam çığlıklarıyla hatta zamanında kendisini koruyamayan arkadaşlarıyla birlik olup yeniden kavga çıkarır. Bazen kazanır bazen de kaybeder. Kazansa da kaybetse de kan davasından vazgeçmez. Dayak yediklerinin ailesinden her bir birey ayaklarına kapanıncaya kadar sürdürür çabasını. Bir dönem zorbalıkla suçladıklarından daha zorba olurlar.
Yaşadığımız günler seksen yıllık bir kan davasının ürünüdür. Yalanlarla, iftiralarla, hileyle, dümenle zayıflattıklarını sandıkları bir aileyi yok etme çabasının son çırpınışlarıdır. Hiçbir şeye tahammülleri kalmamıştır. Ağaca, parka, adlara, insanlara, düşüncelere, yürüyenlere, duranlara, bağıranlara, konuşanlara, susanlara, gülenlere, ağlayanlara, şarkı söyleyenlere, dans edenlere, oturanlara, koşanlara, uyuyanlara, uyanık olanlara, doktorlara, avukatlara, mühendislere, işçilere, öğrencilere, memurlara, erkeklere, kadınlara, çocuklara, kuşlara, kedilere, köpeklere… Kendisi gibi olmayan hiçbir şeye tahammülü yoktur zorbanın. Herkes, her şey koşulsuz biat edene kadar sürecek bu kavga der. Evet, sürecektir bu kavga ama herkes, her şey biat edene kadar değil yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder