10 Ekim 2013 Perşembe

Adalete Balyoz İndi…11 Ekim 2013 Tarihli Edremit 10Haber Gazetesindeki köşe yazım...

Başlıktan da anlayabileceğiniz gibi bu hafta Yargıtay tarafından karara bağlanan Balyoz Davası hakkında yazıyorum. Ama önce küçük bir test yapalım:
Soru 1: Özal iPhone5 kullanmış olabilir mi?
a-) Olamaz
b-) Yok artık!
c-) Daha zaman makinesi icat edilmedi
d-) Balyoz sanığı ise olabilir
Soru 2: Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı üzerinde saatte 1000 km hızla giderken kim gözcülük yapabilir?
a-) Alex De Souza
b-) Süpermen
c-) Uçan Kaz Morton
d-) Balyoz sanığı
Soru 3: Bir adama 20 yıl ceza neden verilir?
a-) Adam öldürmekten
b-) Tecavüzden
c-) Gasptan
d-) Sahte bir cd yüzünden
Soru 4: TRT canlı yayınında sualtında kim belge hazırlayabilir?
a-) Mc Gyver
b-) Denizkızı Eftelya
c-) Kaptan Nemo
d-) Balyoz sanığı bir SAT komandosu
Soru 5: Henüz yapılmamış bir gemide kim görevlendirilmiş olabilir?
a-) Captain Jack Sparrow
b-) Temel Reis
c-) Captain Kirk
d-) Bir Balyoz sanığı
Soru 6: AİHM’nin tutuklu Balyoz sanıklarının derhal salıverilmesine karar verilmesinin gerekçesi nedir?
a-) Sahte deliller
b-) Savunma hakkının kısıtlanması
c-) Tanıkların dinlenmemesi
d-) Hepsi
Soru 7: Hangi filmde yüzlerce kişi sahte cd yüzünden 20’şer yıl hapis cezası almıştır?
a-) Yüzüklerin Efendisi
b-) Star Wars
c-) Kuzuların Sessizliği
d-) The Balyoz
Soru 8: Sizce bir sanığa 20 yıl hapis cezası nasıl verilmiş olabilir?
a-) Tanık dinlenmeden
b-) Dosyası bilirkişiye gönderilmeden
c-) Lehte delilleri saklanarak
d-) Hepsi

Bütün soruları “d” yanıtı vererek doğru yanıtlayan okuruma İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi sponsorluğunda Silivri L Tipi veya Hasdal Askeri Tip Tatil Köylerinde 20 yıl tatil hediye ediyorlar.
Hepiniz Balyoz Davasını duymuşsunuzdur. Çoğunuz da ne oluyor yahu bu askerlere demişsinizdir. Bir kısmınız da gazeteleri, internet sitelerini, haber programlarını izleyip işin aslını araştırmışsınızdır.
Şimdi ben sizlere işin aslını, bu balyozcuların ne menem adamlar olduğunu anlatacağım. Bi kere bunlar çok becerikli adamlar/kadınlar. Neler neler yapmışlar aklınız durur. Mesela içlerinden biri ki kendisi Kardak’ta gariban Yunan askerlerini kovalayan alçaklardandır, denizin bilmem kaç metre dibinde, devletin televizyonu karşısında çekim yaparmış gibi yaparken ofisinde belge hazırlayabiliyor. Sonra bir başkası görevli olarak gittiği Almanya’dan geçici görevle ABD’ye gönderildiği ve burada bulunduğu sırada Ankara’da bir toplantıya katılabiliyor. Ayrıca neredeyse hepsi inşa edilmemiş binalarda, kurulmamış derneklerin, yapılmamış toplantılarına katılabilecek kadar yetenekli. Yok canım, bu adamlar Süpermen, Örümcek Adam falan değil, öyle üç gözü, altı parmaklı elleri olan, kuyruklu boynuzlu uzaylılar da değiller, sizin benim gibi ademoğlu/havvakızı hepsi. Ama ne kurnaz, ne yeteneklidir onlar. Şeytana pabucunu ters giydiren cinsten…
Ama bizim cevval, cingöz polis ve savcılarımızdan kaçar mı? Hepsinin foyasını tek tek ortaya çıkardılar. Külyutmaz hakimler de yapıştırdılar cezayı. Bu arada bazı tanıklar dinlenmemiş, bazı gizli tanıklar yalan söylemiş, bazı deliller uydurmaymış, kime ne? Bir insanın aynı anda iki yerde birden olması imkansızmış, kim dinler? Siz değil miydiniz kardeşim imkansızı başarırız mucizeler zaman alır diye bağıran? Yapmışsınızdır.
İstanbul’da öğrenciyken tanık olduğum bir olay geldi aklıma. İstanbul Üniversitesinde bir protesto eylemi yapılır. Rektörlük olaya karışanlar hakkında soruşturma açar. Soruşturma açılanlar arasında olay tarihinde Gaziantep Devlet Hastanesinde ameliyat olmuş bir öğrenci de vardır. Öğrenci bu durumu belgeleyerek soruşturmaya itiraz edince rektörlük hem yanıtı hem de cezayı yapıştırır: Bize ne kardeşim, sen de muhalifsin, okulda olsaydın bu eyleme katılırdın.
Ya işte böyle sevgili dostlar. O sanıklar da su altında ya da ABD’de olmasa o belgeyi hazırlayacak, o toplantıya katılacaktı. Ol sebep hepsinin seren direğinde asılmasına… Hay Allah idam kalkmıştı değil mi? O zaman yirmişer yıl kalebentliklerine, o da olmazsa ağır hapis verelim gitsin.
“Hüsamettin incir ağacımı getir”*
Sevgiyle…
* * *

Hüsamettin İncir Ağacımı Getir

bir deli feyz aldı diyordu
bütün diktatörleri yeryüzünün
bir başkası gökten zembille inmişti
ve bir peygamberdi anlaşılmamış
biri durmadan koşuyordu
üstünde bir don bir gömlek
ve bir başkası
ölmek diyordu
kurtuluş ölmek
o genç bir adamdı
sakalları uzamış saçları kirli
gözleri cam gibi parlıyordu
bir noktaya bakıyor
sessizce ağlıyordu
beni görünce
belli belirsiz bir gülümseme geçti yüzünden
dedi ki
sivaslıyım 27 yaşındayım adım bekir
sonra durdu ve bağırdı uzun uzun
hüsamettin incir ağacımı getir
Ümit Yaşar Oğuzcan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder