Başlıktan
da anlayabileceğiniz gibi bu hafta Yargıtay tarafından karara bağlanan Balyoz
Davası hakkında yazıyorum. Ama önce küçük bir test yapalım:
Soru 1: Özal iPhone5
kullanmış olabilir mi?
a-)
Olamaz
b-)
Yok artık!
c-)
Daha zaman makinesi icat edilmedi
d-)
Balyoz sanığı ise olabilir
Soru 2: Fenerbahçe Şükrü
Saraçoğlu Stadı üzerinde saatte 1000
km hızla giderken kim gözcülük yapabilir?
a-)
Alex De Souza
b-)
Süpermen
c-)
Uçan Kaz Morton
d-)
Balyoz sanığı
Soru 3: Bir adama 20 yıl
ceza neden verilir?
a-)
Adam öldürmekten
b-)
Tecavüzden
c-)
Gasptan
d-)
Sahte bir cd yüzünden
Soru 4: TRT canlı
yayınında sualtında kim belge hazırlayabilir?
a-)
Mc Gyver
b-)
Denizkızı Eftelya
c-)
Kaptan Nemo
d-)
Balyoz sanığı bir SAT komandosu
Soru 5: Henüz yapılmamış
bir gemide kim görevlendirilmiş olabilir?
a-)
Captain Jack Sparrow
b-)
Temel Reis
c-)
Captain Kirk
d-)
Bir Balyoz sanığı
Soru 6: AİHM’nin tutuklu
Balyoz sanıklarının derhal salıverilmesine karar verilmesinin gerekçesi nedir?
a-)
Sahte deliller
b-)
Savunma hakkının kısıtlanması
c-)
Tanıkların dinlenmemesi
d-)
Hepsi
Soru 7: Hangi filmde
yüzlerce kişi sahte cd yüzünden 20’şer yıl hapis cezası almıştır?
a-)
Yüzüklerin Efendisi
b-)
Star Wars
c-)
Kuzuların Sessizliği
d-)
The Balyoz
Soru 8: Sizce bir sanığa
20 yıl hapis cezası nasıl verilmiş olabilir?
a-)
Tanık dinlenmeden
b-)
Dosyası bilirkişiye gönderilmeden
c-)
Lehte delilleri saklanarak
d-)
Hepsi
Bütün
soruları “d” yanıtı vererek doğru yanıtlayan okuruma İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi
sponsorluğunda Silivri L Tipi veya Hasdal Askeri Tip Tatil Köylerinde 20 yıl
tatil hediye ediyorlar.
Hepiniz
Balyoz Davasını duymuşsunuzdur. Çoğunuz da ne oluyor yahu bu askerlere
demişsinizdir. Bir kısmınız da gazeteleri, internet sitelerini, haber
programlarını izleyip işin aslını araştırmışsınızdır.
Şimdi
ben sizlere işin aslını, bu balyozcuların ne menem adamlar olduğunu
anlatacağım. Bi kere bunlar çok becerikli adamlar/kadınlar. Neler neler
yapmışlar aklınız durur. Mesela içlerinden biri ki kendisi Kardak’ta gariban
Yunan askerlerini kovalayan alçaklardandır, denizin bilmem kaç metre dibinde,
devletin televizyonu karşısında çekim yaparmış gibi yaparken ofisinde belge
hazırlayabiliyor. Sonra bir başkası görevli olarak gittiği Almanya’dan geçici
görevle ABD’ye gönderildiği ve burada bulunduğu sırada Ankara’da bir toplantıya
katılabiliyor. Ayrıca neredeyse hepsi inşa edilmemiş binalarda, kurulmamış
derneklerin, yapılmamış toplantılarına katılabilecek kadar yetenekli. Yok
canım, bu adamlar Süpermen, Örümcek Adam falan değil, öyle üç gözü, altı
parmaklı elleri olan, kuyruklu boynuzlu uzaylılar da değiller, sizin benim gibi
ademoğlu/havvakızı hepsi. Ama ne kurnaz, ne yeteneklidir onlar. Şeytana
pabucunu ters giydiren cinsten…
Ama
bizim cevval, cingöz polis ve savcılarımızdan kaçar mı? Hepsinin foyasını tek
tek ortaya çıkardılar. Külyutmaz hakimler de yapıştırdılar cezayı. Bu arada
bazı tanıklar dinlenmemiş, bazı gizli tanıklar yalan söylemiş, bazı deliller
uydurmaymış, kime ne? Bir insanın aynı anda iki yerde birden olması
imkansızmış, kim dinler? Siz değil miydiniz kardeşim imkansızı başarırız
mucizeler zaman alır diye bağıran? Yapmışsınızdır.
İstanbul’da
öğrenciyken tanık olduğum bir olay geldi aklıma. İstanbul Üniversitesinde bir
protesto eylemi yapılır. Rektörlük olaya karışanlar hakkında soruşturma açar.
Soruşturma açılanlar arasında olay tarihinde Gaziantep Devlet Hastanesinde
ameliyat olmuş bir öğrenci de vardır. Öğrenci bu durumu belgeleyerek
soruşturmaya itiraz edince rektörlük hem yanıtı hem de cezayı yapıştırır: Bize
ne kardeşim, sen de muhalifsin, okulda olsaydın bu eyleme katılırdın.
Ya
işte böyle sevgili dostlar. O sanıklar da su altında ya da ABD’de olmasa o
belgeyi hazırlayacak, o toplantıya katılacaktı. Ol sebep hepsinin seren
direğinde asılmasına… Hay Allah idam kalkmıştı değil mi? O zaman yirmişer yıl
kalebentliklerine, o da olmazsa ağır hapis verelim gitsin.
“Hüsamettin incir ağacımı getir”*
Sevgiyle…
* * *
Hüsamettin İncir Ağacımı Getir
bir deli feyz aldı diyordu
bütün diktatörleri yeryüzünün
bir başkası gökten zembille inmişti
ve bir peygamberdi anlaşılmamış
biri durmadan koşuyordu
üstünde bir don bir gömlek
ve bir başkası
ölmek diyordu
kurtuluş ölmek
o genç bir adamdı
sakalları uzamış saçları kirli
gözleri cam gibi parlıyordu
bir noktaya bakıyor
sessizce ağlıyordu
beni görünce
belli belirsiz bir gülümseme geçti yüzünden
dedi ki
sivaslıyım 27 yaşındayım adım bekir
sonra durdu ve bağırdı uzun uzun
hüsamettin incir ağacımı getir
Ümit Yaşar Oğuzcan
bir deli feyz aldı diyordu
bütün diktatörleri yeryüzünün
bir başkası gökten zembille inmişti
ve bir peygamberdi anlaşılmamış
biri durmadan koşuyordu
üstünde bir don bir gömlek
ve bir başkası
ölmek diyordu
kurtuluş ölmek
o genç bir adamdı
sakalları uzamış saçları kirli
gözleri cam gibi parlıyordu
bir noktaya bakıyor
sessizce ağlıyordu
beni görünce
belli belirsiz bir gülümseme geçti yüzünden
dedi ki
sivaslıyım 27 yaşındayım adım bekir
sonra durdu ve bağırdı uzun uzun
hüsamettin incir ağacımı getir
Ümit Yaşar Oğuzcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder